ABD 1980’li yıllara gelindiğinde devletin harcamalarını kısmak için hapishanelerini özelleştirme kararı aldı. İlk başta hem güvenlik hem de kalite olarak büyük bir başarıya ulaşan sistem kısa sürede toplumsal bir yaraya dönüştü. ABD’de günümüzde özel hapishane işletmecilerinin ‘müesseselerindeki’ doluluk oranını düşürmemek için polis memurlarına tutuklama başına pirim ödedikleri belirtiliyor. Eğer doluluk oranı yine sağlanamazsa şirketler devletten milyar dolarlık tazminatlar alıyor. Tüm bunların yaşandığı ülkede geçtiğimiz günlerde başkanlık seçimi yapıldı. Demokrasiye atıfta bulunulan yaldızlı nutuklar hala kulaklarımda. Tüm dünyada gerek iş ve gerekse günlük hayattan hızla silinen adalet duygusuna karşı takınılan bu kayıtsızlığı anlamak her geçen gün biraz daha zorlaşıyor. Neden mi? Okumaya devam edin lütfen…
STANDART CEZA 15 YIL
ABD’de özellikle 1970’lerde uyuşturucuyla etkin mücadele amacına yönelik olarak çok sert yasalar yürürlüğe konuldu. Buna göre üzerinde uyuşturucu bulunan bir kimse hiç affedilme veya cezasında indirime gidilme ihtimali olmaksızın 15 yıllığına demir parmaklıkların arkasına atılıyordu. Hal böyle olunca ülke genelinde mevcut hapishaneler kısa zamanda dolarken yenilerine gereksinim oldu. Sürekli yeni ve yüksek güvenlikli hapishaneler yapmak zorunda kalan devlet aynı zamanda sayıları milyonları aşan tutukluları milyarlarca dolar kaynak harcayarak bakmak zorunda da kalıyordu. Zira eyaletten eyalete farklılıklar göstermekle birlikte ABD’de bir tutuklunun devlete yıllık maliyeti 16 000 ila 60 000 dolar arasında değişiyor.
ÖZELİN CİROSU YILLIK 7.4 MİLYAR DOLAR
Özel hapishane fikri ise ilk olarak 1980’li yıllarda Cumhuriyetçi ABD Başkanı Ronald Reagan zamanında ortaya atıldı ve bir sonraki başkan George Bush (Baba Bush) zamanında geliştirildi. Sektörün büyük başarıya ulaşması ise 1990’lı yıllarda Demokrat Başkan Bill Clinton döneminde oldu. Devleti küçültüp pek çok hizmeti özel sektöre aktaran Clinton bu yolla ülkesine gelir sağladığı için başkanlık döneminde büyük alkış aldı. Bu çerçevede özel hapishanelere de büyük destek sağlandı. Halen ABD genelinde 27 eyalette toplam 18 şirket özel hapishane işletiyor. Aralarında sektörün devlerinden Correctional Corporation of America’nın (CCA) da bulunduğu sektörün yıllık cirosu 7.4 milyar dolar seviyesinde. CCA’nın cirosunun ise 1.7 milyar dolar olduğu belirtiliyor. Ülkede özel ve devlete ait tüm hapishanelerin yıllık cirosu ise 74 milyar dolar ile dünyadaki 133 ülkenin GSYH’sından daha yüksek seviyede bulunuyor.
EN KÂRLI TUTUKLU MÜEBBET ALANLAR
Diğer yandan ekonomik güçlerine paralel özel hapishanelerin kendilerine olan güvenleri de sürekli artıyor. Buna göre şirketler devletle anlaşma yaparken işletecekleri hapishanelerin minimum doluluk oranı için de sözleşmeye özel madde koyuyor. Böylece suç oranlarının düştüğü dönemlerde üzerinde anlaşılan doluluk oranının altında kalınması halinde bu şirketler devletten yüklü tazminatlar alıyor. Pek çok insan hakları kuruluşu yaptığı araştırmalarda özel hapishanelerin yoğun olduğu eyaletlerde tutuklamaların diğer eyaletlere kıyasla çok daha kolay olduğuna işaret ediyor. Hatta bu şirketlerin polis memurlarına daha fazla tutuklama yapmaları için pirim dahi ödediklerine yönelik haberle sık sık ABD medyasında yer alıyor. Bu eyaletlerde cezalar da genellikle 15 yıl veya müebbet olarak veriliyor. Zira tutuklu ne kadar uzun süre hapiste kalırsa kelle başına şirkete getirdiği kazanç da o ölçüde artıyor.
ABD genelinde özel ve devlete ait tüm hapishanelerde bulunan tutuklu sayısı halen 2.2 milyon seviyesinde. ABD’nin nüfusu tüm dünya nüfusunun yalnızca yüzde 4.5’i olmasına rağmen 2.2 milyon tutuklu sayısı tüm dünyada hapiste yatan insanların yüzde 22’sine denk geliyor. ABD bu rakamla halkını en çok hapse atan ülke olarak açık ara ilk sırada yer alıyor. Acaba neden?