Eğer bir ülkede asker namlusunu kendi halkına çevirmiş ve ateşlemişse yapılabilecek tüm hatalar yapılmış, tüm ihmaller de yaşanmış demektir. Yukarıdaki lanetli kaydın bu toprakların herhangi bir köşesinde bir daha asla ama asla yaşanmaması için 15 Temmuz gecesi ruhunun sadece birkaç hafta veya ay değil ebediyen sürmesi gerekecek. Zira yaşanan kâbus dolu gece bu ülkedeki yegâne toplumsal ayrımın namussuzla namuslu arasında olduğunu bir kez daha gösterdi.
Bu iki cephe arasındaki mücadele ise tarihimizin hiçbir döneminde kolay olmadı. 15 Temmuz akşamında da… Yine öldük, öldük ve öldürüldük ama yok olmadık. Elbirliğiyle yeniden doğrulduk ve bu yüzden de yine dimdik ayaktayız. Tarihimiz boyunca pek çok kez olduğu gibi. Artık bu neslin de sırtını yaslayabileceği bir şahsiyet kalesi var. Ama zafer rehavetinin ne yeri ne de zamanı. Onur, saygı ve kararlılık nöbeti daha yeni başlıyor.
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927