
Rusya’nın Suriye’deki iç savaşa müdahale etmesi ABD’nin planlarını altüst etti. Ne IŞİD ne de muhaliflerin elinde kayda değer bir hava kuvveti olmamasına rağmen Moskova’nın bölgeye en gelişmiş savaş uçaklarından SU-30’u göndermesi Washington’un uykusunu kaçırdı. ABD İncirlikte bulunan F-22’leri geçen hafta 6 adet F-15C ile destekledi. Washington ve Moskova arasında imzalanan ‘haberleşme’ anlaşmasına rağmen ‘it dalaşı’ artık an meselesi
Suriye’de devam eden kanlı iç savaş Rusya’nın da askeri olarak çatışmalara katılmasıyla yepyeni bir boyut kazandı. İlk etapta söylenti olarak yayılan ancak daha sonraları uydu görüntüleriyle kanıtlanan bu gelişme bölgedeki savaşın da yönünü değiştirdi. Moskova’nın bir yandan IŞİD ile havadan mücadele ederken diğer yandan da Beşar Esad’a bağlı güçleri desteklemesi başta ABD olmak üzere pek çok ülkenin planlarını altüst etti. Washington, Rusya’nın bölgede eylül ayında başlayan ilk hava saldırılarıyla birlikte sesini yükseltirken Moskova’nın Esad yanlısı tutumundan dolayı duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Ancak ABD’nin asıl rahatsızlık duyduğu konu ise Rusya’nın bölgeye konuşlandırdığı silahlar oldu.

Moskova’nın, Esad ve güçlerine destek için zırhlı araç ve helikopterlerin yanı sıra bölgeye savaş uçaklarını da getirmesi Washington’da tedirginliğe neden oldu. Ülkenin önde gelen savaş uçağı üreticilerinden olan Sukhoi’nin SU-24 ve SU-25 modellerinin yanı sıra şirketin ses hızı üzeri uçabilen beşinci nesil savaş uçakları SU-30 ve SU-35’leri de Suriye’ye getirmesi ABD Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı’nın (Pentagon) bölgedeki taktik anlayışını alt üst etti. SU-24, SU-25 ve SU-34’ler öncelikli olarak karasal hedeflere yönelik kullanılan taktiksel uçaklar olarak biliniyor. Ancak özellikle yüksek hız ve manevra kabiliyetlerinin yanı sıra öncelikli olarak havadan havaya mücadele için tasarlanmış SU-30 ve SU-35’lerin bölgede olması ABD ve müttefiklerinin Suriye’deki hava üstünlüğünü ortadan kaldırdı. Akıllardaki en büyük soru ise şu: Suriye’de ne IŞİD’in ne de muhalif güçlerin ellerinde kayda değer herhangi bir hava kuvveti bulunmuyor. O halde çok yüksek teknolojili SU-30’ların bölgedeki rakibi veya düşmanı kim? Bu uçaklar karadaki Rus güçleri ve müttefiklerini havadan kime karşı koruyacaklar?

Daha da önemlisi bölgede tamamen farklı politikalar takip eden ABD ve Rusya’nı savaş uçakları aynı hedefi korumak veya yok etmek için karşı karşıya gelirlerse ne olur? Teknolojik güç bakımından bölgede SU-30’lara kafa tutabilecek yegane uçağın ABD’nin yeni avcı uçağı F-22 Raptor olduğu belirtiliyor. İncirlik Üssü’nde de bulunan bu uçağın radara yakalanmama özelliği ve en az 70 kilometre mesafeden düşmanını düşürebilme yeteneğine sahip olması en büyük silahı. Bu özellikleri aynı zamanda SU-30’a karşı kullanabileceği yegane silahları olabileceği belirtiliyor. Zira konu ‘it dalaşın’ geldiğinde Rus uçağını üstün manevra kabiliyeti ve daha ileri teknoloji olan havadan havaya füze sistemiyle F-22’ye karşı üstün olduğu ileri sürülüyor. İşte ABD ve Rusya bu felaket senaryosunu yaşamamak için ekim ayının son haftasında operasyonlar esnasında pilotların karşılıklı haberleşebilmelerine imkan sağlayan bir sistemi kullanmak için anlaşma imzaladı. Bu sistem özellikle tarafların düzenledikleri operasyonlarda kesişme ihtimali olduğunda devreye girerek ‘dost ateşini’ önleyecek.

Ancak ABD’nin hava hakimiyetini korumaya yönelik önlemleri bununla da sınırlı kalmadı. Washington, İncirlik Üssü’nde konuşlandırılması planlanan 12 adet F-15 Strike Eagle’ların ilk altı adetlik bölümünü Türkiye’ye gönderdi. Uçakların, Türkiye’nin Suriye sınırındaki hava sahasının Rus savaş uçakları tarafından sık sık ihlal edilmesi üzerine NATO’nun koruma desteği kapsamında geldiği belirtildi. ABD Hava Kuvvetleri’nden yapılan yazılı açıklamada:
“ABD’nin, Türkiye’nin egemenliği ve bölgenin kolektif güvenliğine sarsılmaz desteğinin göstergesi olan 6 adet F-15C tipi savaş uçağı İncirlik Üssü’ne geldi. Söz konusu uçaklar, Türk hava sahasında muharip hava devriyesi görevi yapacaklar. ABD ve Türkiye, NATO müttefikleri olarak bölgenin barış ve istikrarı için sorumluluk paylaşımında bulunuyor”
İfadelerine yer verildi. İncirlik’e gelen savaş uçaklarının F-15 ‘C’ tipi olması ise rastlantı değil. F-15’lerin başta ‘E’ serisi olmak üzere kara hedeflerine yönelik taktiksel modelleri bulunurken ‘C’ ve ‘D’ modelleri tamamen havadan havaya yönelik mücadele için tasarlandı. F-15C’ler 1990’da patlak veren ilk Körfez Savaşı’ndan bu yana Ortadoğu’da pek çok hava çatışmasında yer aldı ve elde edilen deneyimlerle teknolojik yetenekleri artırıldı. Diğer bir ifadeyle Suriye’de, karada halen etnik ve jeopolitik temelli çok acımasız bir savaş yaşanırken, havada ABD ve Rusya teknolojik ‘it dalaşına’ girdi bile. Savaş alanlarından çok uzaklardaki yatırımcıların endişeleri ise tamamen farklı. F-15’in üreticisi McDonnell Douglas ve bu şirketin sahibi Boeing ile F-22’lerin üreticisi Lockheed Martin’in yatırımcıları, Ruslarla girilecek bir ‘it dalaşı’ndan ABD’li uçakların mağlup olarak ayrılmasının hisse senetlerini kötü etkilemesinden endişe ediyor. Böyle bir tasa karşısında yazılması gereken doğru ifadeyi bulmakta zorluk çekiyorum ama ‘Savaşta ilk ölen insanlıktır’ sözü galiba yine en uygun olanı.
Mahmut Sancak