Mortgage krizi sonucunda patlak veren tazminat davalarına 36 milyar dolar ödeyen ABD’li finans devi JP Morgan siber takibe başlıyor. Çalışanlarını akıllı yazılımlarla (algoritmalar) izleyecek olan banka elde edeceği bilgilerle kimin hatalı işlem yapacağını önceden tahmin etmeye çalışacak
Wall Street’in önde gelen bankaları 2008’de patlak veren mortgage skandalının yaralarını sarmaya devam ediyor. Haklarında müşterileri yanlış yönlendirmeden piyasaları batma noktasına getiren riskli yatırımlara kadar pek çok konuda dava açılan finans kuruluşlarının geçen yedi yılda ödedikleri toplam tazminat miktarı 100 milyar doları aştı. Bu konuda en çok başı ağrıyan bankaların başında da JP Morgan geliyor. Banka krizin patlak verdiği günden bugüne hakkında açılan davalar sonucunda toplam 36 milyar dolar tazminat ödedi. Yetkililer bankanın başta cirosu olmak üzere bilançosunun tamamını altüst eden bu faturayı düşürmek için kolları sıvadı. Gelen bilgilere göre kuruluş banka içerisinde şirket kurallarına aykırı olarak işlem yapan veya yapmaya niyetli olan çalışanlarını belirlemek için yeni bir güvenlik birimi oluşturdu.
SANAL TAKİP BAŞLIYOR
Bilim kurgu filminden çıkmış gibi görünen yeni güvenlik birimi öncelikle çalışanların eposta, telefon ve mesajlaşma gibi tüm iletişim hareketlerini takibe alacak. Ardından elde edilen bilgiler çalışanın müşterileriyle yaptığı alım satım geçmişi ve bu süreçte izlediği stratejilerle kıyaslanacak. Akıllı yazılımların (algoritma) süzgecinden geçecek veriler, bankanın kurallarıyla uyumluluğu konusunda denetlenecek. Yazılımlar bu aşamada hatalı davrananları yakalamanın ötesinde gelecekte hatalı davranma olasılığı olan çalışanları da belirleyecek. İşte yeni sistemin hayata geçirmek istediği bu özellik daha şimdiden büyük tartışmalara neden oldu. Her ne kadar ‘akıllı’ olarak nitelendirilse de yazılımların insan davranışlarından bir dizi kalıp üreterek, bunların üzerinden geleceğe yönelik olarak karara varmasının ne ahlaki ne de hukuki bir bağlayıcılığının olamayacağı savunuluyor.
730 MİLYON $’LIK YATIRIM
Ancak görünen o ki banka bu konuda oldukça kararlı. Gelen bilgilere göre JP Morgan yeni sistemi hayata geçirmek için ABD’nin askeri haber alma ajansı NSA’in (National Security Agency) genel merkezinin hemen yakınlarında özel bir tesis kurdu. Son üç yılda toplam 730 milyon dolarlık yatırımın yapıldığı tesiste 1000’i askeri kökenli olmak üzere toplam 2500 dijital takip ve siber savunma alanında uzman personel çalışacak. Bankadan yapılan açıklamaya göre söz konusu yazılım halen test amaçlı olarak kurum bünyesinde sınırlı bir çerçevede kullanılmaya başlandı. 2016’dan itibaren ise sistemin bankanın tüm birimlerinde kullanılacağı belirtildi.
‘Minority Report’un
2054 için öngördüğü
şimdiden gerçek oldu
JP Morgan’ın hayata geçirmeye çalıştığı sanal takip ve tahmin sistemi 2002 yılında ‘Minority Report’ (Azınlık Raporu) adı altında bir filmle sinemalarda vizyona girmişti. 2054 yılında geçen filmde özel bir güvenlik birimi suç işleme ihtimali olan insanları önceden belirleyip suçları işlenmeden önlemeye çalışıyordu. Ancak senaryonun gerçek hayatta uygulanması tahmin edildiği gibi 52 sene yerine sadece 13 yıl sürdü. JP Morgan’ın yeni takip programının başarılı olması halinde sadece finans sektörüyle sınırlı kalmayıp sanayinin de pek çok alanında uygulamaya alınabileceği beliriliyor.
“Kontrol için insanları harekete geçmeden enselemelisiniz”
Dünya çapında faaliyet gösteren bankalar milyar dolarlık tazminatlara neden olan işlem hatalarını önlemek için harekete geçti. ABD basınında yer alan haberlere göre JP Morgan’ın yanı sıra Goldman Sachs ve Credit Suisse gibi kuruluşlar da benzer güvenlik sistemleri üzerinden çalışıyor. Şirketleri bu konuda destekleyen uzman kuruluşların başında ise ABD’li Digital Reasoning Systems’in geldiği beliriliyor. Şirketin ‘Büyük Veri’ (Big Data) adı altında dünya çapında ve başta sosyal medya olmak üzere sanal ortamdan toplanan verilerin değerlendirilip kullanılabilir sonuçlara dönüştürülmesi alanında faaliyet gösteriyor. Şirketin CEO’su Tim Estens yaptığı açıklamada sadece Wall Street’te iş amaçlı olarak yılda milyarlarca mail ve sohbet mesajının yayımlandığını belirterek, “Bunların içeriklerini insanlar aracılığıyla analiz etmek neredeyse imkansız. Kontrolü elde tutmak istiyorsanız insanlar harekete geçmeden onları enselemelisiniz ” dedi.