ABD KRİZDEN KOŞAR ADIM ÇIKIYOR. ANCAK UZMANLAR BOL PARA POLİTİKALARINI BİTİRMEK İÇİN HENÜZ ERKEN OLDUĞU GÖRÜŞÜNDE
ABD ekonomisinden gelen her makro veri ülkenin krizden bir adım daha çıktığını gösteriyor. Piyasalar ülkenin ekonomik olarak eski gücüne kavuşmasına sevinirken bol para döneminin sonuna yaklaşılıyor olması gelişmekte olan ülkelerin kabusu oluyor
ABD ekonomisinde geçen senenin üçüncü çeyreğinden itibaren başlayan toparlanmanın işaretleri açıklanan her makroekonomik veriyle onaylanıyor. Başta ABD Merkez Bankası (FED) olmak üzere tüm ekonomistler tarafından öncelikli olarak izlenen işsizlik, büyüme, konut ve sanayi verileri her açıklandıkları dönemde bir önceki rakamları gölgede bırakıyor. Ülke ekonomisi adım adım küresel krizin neden olduğu olumsuz etkilerden kurtulurken dünyanın geri kalan kısmı ise ABD’de yaşanan gelişmeleri karışık duygularla izliyor. Dünya piyasaları bir yandan ABD ekonomisinin hızla eski gücüne kavuşmasını isterken diğer yandan da önde gelen merkez bankalarının uyguladığı bol para politikalarının sona erecek olmasından endişe duyuyor. Bu nedenle ABD ekonomisine yönelik gelen her olumlu haber başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere pek çok ülkenin kâbusu haline geliyor.
RAKAMLAR İYİ AMA…
ABD’den dün de bu kâbusu destekleyici veriler gelmeye devam etti. ABD Çalışma Bakanlığı’ndan gelen son rakamlara göre ülkede tarım dışı istihdam geçen ay 162 bin kişi artış gösterdi. Aynı dönemde ülkede işsizlik oranı da yüzde 7.4’e geriledi. Beklentiler bu oranın yüzde 7.5’e inmesi yönündeydi. Son rakamlarla birlikte ABD’de işsizlik oranı Aralık 2008’den bu yana en düşük seviyeye inmiş oldu. Ancak istihdam artışının 188 bin olarak yapılan tahminin altında kalması işsizlikte yaşanan düzelmenin düşünüldüğü kadar hızlı olmadığı yönünde değerlendirildi. FED’in bol para politikalarından çıkışa ölçü olarak işsizliğin yüzde 6.5’e inmesini göstermesi ise ABD basınına istihdama yönelik olumlu havanın sürekli düşürülmeye çalışılması olarak yansıdı.
İŞSİZLİK HÂLÂ SORUN
Gerek yazılı ve gerekse de görsel basında yapılan yorumlarda istihdam artışının olumlu olduğu ancak FED’in bol para politikalarını terk etmek için yetersiz kalacağı şeklinde değerlendirildi. Bu görüşü desteklemek amacıyla geçen ay 195 bin olarak açıklanan istihdam artışının 188 bine yine 195 bin olarak açıklanan mayıs rakamının da 176 bine revize edilmesi gösterildi. Ayrıca uzun süreli işsiz sayısının hala artmakta olduğuna işaret edilerek ortalama işsiz kalma süresinin 36.6 haftaya yükseldiği duyuruldu.
Konut ve oto satışları patladı
ABD ekonomisinin düzelmeye başladığının en önemli işaretlerinin başında konut ve otomobil satışları geliyor. 2008’de patlak veren mortgage krizinin etkisiyle adeta bıçak gibi kesilen konut ve oto satışları ülkede kâbusa dönen işsizliğin de başlıca nedeniydi. Şimdi, krizin patlak vermesinden dört yıl sonra her iki alanda da çok olumlu gelişmeler gözlemleniyor. Ülke ekonomisinin bel kemiği olarak kabul edilen konut sektörü yeniden canlanmaya başladı. Haziran ayında toplam 5 milyon konutun satılması yılbaşından beri gözlemlenen yükseliş trendini destekledi. Bir önceki yıla kıyasla yüzde 15’lik bir artışa işaret eden rakam morallerin yükselmesine neden oldu. Konuttaki artış doğrudan istihdamı etkilediği için tüketici gelirlerinin de artmasına neden oldu. Bu artış ülke ekonomisi için önem taşıyan otomotiv sektörünü ateşledi.
Haziran ayında toplam 15.8 milyon araç satılırken mayıs ayı satışlarına oranla yüzde 4.3’lük bir çıkış yakalandı. Yıllık bazda yapılan kıyaslamada ise yüzde 10.8’lik bir yükselme kaydedildi. Üretimdeki artış ABD’de ISM İmalat Endeksi’ne de yansıdı. Endeks temmuz ayında tüm beklentileri geride bırakarak 55.4’e yükseldi. Ancak uzmanlar ABD’de hayata geçen 700 milyar dolarlık bütçe kesintileri ve küresel ekonomiden kaynaklanacak zorlukları göğüsleyebilmek için harcamaların artarak devam etmesinin gerekeceğine işaret ediyor.
ABD’nin verileri rekor tanımıyor!
- İşsizlik yüzde 7.4 (4 yılın en düşük seviyesi)
- Konut satışları (5 yılın zirvesinde)
- Oto satışları 7 yılın zirvesinde.
- ISM İmalat Endeksi (2 yılın zirvesinde)
- Üretim Endeksi (9 yılın zirvesinde)
- Yeni Sipariş Endeksi (2 yılın zirvesinde)
- S&P 500 Endeksi ve Dow Jones tüm zamanların zirvesinde.
Başkansına kepçeyle Türkiye’ye kaşıkla!
Kredi derecelendirme şirketlerine yönelik tartışmaların ardı arkası kesilmek bilmiyor. 2008’de patlak veren küresel krizin başrol oyuncuları arasında gösterilen şirketlere yönelik yeni iddialar gündemi karıştırdı. ABD’li New York Times Gazetesi’nin (NYT) haberine göre kredi derecelendirme şirketlerinden Standard & Poor’s (S&P) müşteri portföyünü artırmak için bazı mortgage tahvillerine sektördeki diğer rakiplerine kıyasla önemli oranda yüksek not vermeye başladı. NYT’ye göre kuruluş derecelendirme metotlarında yaptığı değişim sonrası 2013’ün ilk yarısında piyasa payını üç kat artırmayı başardı. Şirketin bol keseden not programından pek çok ülke de nasibini aldı. Türkiye ise ne hikmetse bu dönemde bile S&P’den yatırım yapılabilir ülke not seviyesine çıkamadı. Diğer yandan İşin dikkat çekici yanı olarak ise ABD Hükümetinin şirket aleyhinde benzer konularda bir dava açmış olmasına rağmen S&P’nin umursamaz bir tavırla hareket etmesi gösteriliyor. Gazetenin S&P’nin derecelendirme metotlarında bir hata olduğuna yazmasının ardından şirketten yapılan açıklamada eleştirilerin yanlış olduğu belirtildiyse de doğrunun ne olduğu hakkında bilgi verilmedi.
2007’YE DÖNERİZ
S&P’nin bu adımıyla birlikte ise yeni endişeler gündeme geldi. Buna göre derecelendirme şirketleri küresel kriz öncesi not standartlarını çok düşük tutarak hemen her yatırım aracını yüksek ve güvenilir olarak değerlendirildi. Bunun sonucunda sapla saman birbirine karıştı ve yatırımcı açısından güvenli olmayan pek çok yatırım aracı dünyaya yayıldı. Sonuç ise tüm dünyayı felaketin eşiğine getirdi. Uzmanlar S&P’nin attığı bu gevşeklik adımına diğer şirketlerin de uymakta vakit kaybetmeyeceğine işaret ederek, “Çok kısa bir süre sonra yeniden 2007’nin güvensiz ortamına geri döneceğiz” uyarısında bulunuyor.